Petersburg, yüzyıllar boyunca ıssız bir bataklıktan dünya sanat ve kültürünün bir yatağına dönüşen bir şehirdir. Vakfın başlangıcından itibaren St. Isaac Katedrali, manevi merkez olarak kabul edildi. Katedraldeki sarkaç, tarihsel değişimin sembollerinden biridir.
İşçiler için kilise
Rusya Büyük Peter'a çok şey borçludur. İmparator sadece yasaları ülkenin statüsünü değiştiren bir reformcu olmakla kalmadı, aynı zamanda devleti yeni bir seviyeye getirdi. Özellikle, St.Petersburg şehri bu özel kralın inisiyatifinde ortaya çıktı.
Rusya'nın bu kısmı uzun süredir İsveçlilere aitti. Kuzey Savaşı'nın bir sonucu olarak, toprak Rusya'nın etkisi altına girdi. 1703'te Peter ve Paul Kalesi, kentin gelişiminin başladığı atılmıştır.
Birkaç yıl boyunca, Admiralty Tersanesi çalışmaya başladı. İmparatorluğun en iyi gemilerini inşa ettiler. Zaten 1706'da şirket yaklaşık 10.000 kişi istihdam ediyordu. Ancak kilise hizmetine katılmak ve yemin etmek için işçiler Neva'nın diğer tarafına geçmek zorunda kaldılar. Ama o zamanlar hiçbir köprü yoktu. Böyle bir yolculuk yorucuydu ve çok zaman aldı.
Bu yüzden Peter, tapınağa geçecek bir binanın yakınındaki cemaatçileri bulmaya karar vermişti. Gelecekte proje St. Isaac Katedrali olarak bilinir. Katedral, mermer duvarlar ve heykellerdeki sarkaç - seyircinin bugün bu kadar ilgilendiği her şey, daha sonra planlarda görünmedi.
İmparator Tapınağı
Admiralty'nin batısında bir çizim ahırı vardı. İnşaat üç ay içinde yeniden inşa edildi. Tahta kaplı ahşap bir odaydı. Kilise bir kubbe ampul ve sivri bir taretle taçlandırılmıştır. 1707 yılında tapınak kutsandı. Büyük imparator 30 Mayıs'ta doğdu. Bu gün, erken bir Hıristiyan keşiş olan Dalmaçya İshak'ın anısı onurlandırıldı. Bu azizin onuruna Peter tapınağı çağırdı. Hükümdar bu kiliseyi o kadar çok sevdi ki orada evlendi bile.
Zaman geçtikçe şehir gelişti. 1712'de kendisine bir sermaye statüsü verildi ve türbenin bu unvana karşılık gelmesi gerekiyordu. Eski ahşap ahırı sökmeye karar verdiler. Bunun yerine taş bir sığınak inşa ettiler. Bugün Bronz Süvari'nin bulunduğu yere bir kilise inşa ettiler.
Büyük Barok tarzı Aziz Isaac Katedrali'ni yansıtıyordu. Katedraldeki sarkaç, şaşırtıcı tablolar ve büyülü mozaikler insanları yıllardır şaşırtıyor, ancak tüm bunlar olamazdı. Neden?
Elden ele
Bir eşek, duvar ve kemer yapımının temeli çatlaktı. Bütün bunlar yavaş yavaş tapınağı yok etti. Tapınak için ölümcül 1735 yılıydı. Sonra yıldırım odanın alev aldığı kubbeyi vurdu. Yetkililer yapıyı onarmak için belirli miktarlar tahsis ettiler, ancak fonlar yağış sorununa yardımcı olamadı. Sonuç olarak, bu katedrali sökmeye ve bunun yerine yeni bir katedral inşa etmeye karar verildi.
Büyük Catherine çalışmaya devam etti. Yetenekli İtalyan Antonio Rinaldi mimarlık üzerinde çalıştı. Uzun bir süre, şantiye hala durdu. Sonuç olarak, otuz yıl boyunca sadece bir korniş kuruldu. İmparatoriçenin halefi Paul I, projeyi büyük ölçüde basitleştirdi. Ve zaten 1802'de, St. Isaac Katedrali kutsanmıştı. Katedral, granit sütunlar ve eşsiz heykellerdeki sarkaç sadece yıllar sonra bu sitede ortaya çıktı.
En parlak günlerden unutulmaya
Ancak mütevazı tapınak, şehrin manevi merkezinin unvanını karşılamadı. Yeni hükümdar İskender, sunakları yok etmeden kiliseyi yeniden inşa edecek bir mimar için bir yarışma duyurdu. Yarışmayı Fransız Auguste Montferrand kazandı. 24 projeden imparator birini seçti, ardından mimar çalışmaya başladı. Bugün gördüğümüz tapınak bu dahinin eseridir.
Yüzyıllar boyunca orada çok güzel vitray pencereler, heykeller, şaheserler ve muhteşem mozaik resimleri ortaya çıktı. Özellikle popüler St. Isaac Katedrali'nde Foucault sarkaçtı. Ancak bu mekanik sistem Sovyet hükümetinin bir girişimidir.
1917 devrimi yetkililerin ve insanların manevi değerlere karşı tutumlarını değiştirdi. Bundan böyle kilise mülkiyeti halkın gücüne geçti.
Böylece St.Petersburg tapınağı tarihinde yeni bir dönem başladı.
Ortodoksluğa Karşı Komünizm
Din, yeni imparatorluğun planının bir parçası değildi. Tabii ki, yetkililer bilim sayesinde insanları mümkün olduğunca Tanrı'dan uzaklaştırmaya karar verdiler. Daha sonra, Foucault sarkacı da inanç mitlerinin kırılmasına yardımcı oldu. Zor zamanlar St. Isaac Katedrali'ne geldi.
Tanrı'nın evinin zenginliğinin bir kısmı yağmacılar tarafından ele geçirildi. Liderlik, Volga bölgesindeki açlıktan ölenlerin ihtiyaçları için başka değerler verdi. Kayıtsız insanlar tapınağın maliyetlerini tamamen ödeyecek kreasyonlar için miktarlar sundu. Ancak liderlik için dini sembollerin yok edilmesinin gerçeği önemliydi. Genel olarak, tapınaktan 40 kg'dan fazla altın ve 2 ton gümüş çıkarıldı.
1928'de kilise birincil işlevini yerine getirmeyi durdurdu. O zamandan beri, bina sadece mimari bir anıt olarak değer taşıdı. Ve sonra Foucault sarkacının kurulduğu Rab'bin evinden bir din karşıtı müze yapıldı. Petersburg'daki St. Isaac Katedrali'nde manevi sessizlik devam etti.
Zafer zirvesi
Bu durum tarihin bir paradoksudur. Nisan 1931'deki tapınağın duvarlarında, daha çok Tanrı'nın olmadığını kanıtlamak için çağrılan bilim evi kuruldu. Unutulmamalıdır: açılışı Ortodoks dünyasının en büyük tatili olan Paskalya gecesinde gerçekleşti. Girişe propaganda afişleri yerleştirildi. O zaman, rehberler dinin tehlikeleri hakkında konuştuğunda, duvarlardan kutsal görüntülerin derin gözleri ziyaretçilere baktı.
Tatilin en önemli özelliği Fransız fizikçisinin icadı idi. St. Isaac Katedrali'ndeki Foucault sarkacının uzunluğu 93 metredir. Cihaz tapınağın ampulünün altında çelik bir kabloya asıldı. Halatın sonunda, görevi 54 kg ağırlığında bir metal top sallandı, görevi gezegenin günlük ekseni etrafında dönmesini göstermekti.
Böylece gezegenin gidişatını açıkça göstermiş olan Komünist Parti, dine karşı zafer kazandı. Sonra sunumda yaklaşık 7000 seyirci vardı.
