kültür

Sosyal eylem

Sosyal eylem
Sosyal eylem
Anonim

Sosyal eylem, bir insanın, bir topluluğun, kasıtlı bir dönüşüm ve dünyanın yansıması, yaşam koşulları ile kendini gösteren bir varoluş yoludur. Dahası, etki hem doğada var olan hem de bireyin (insanlar) yapay olarak neyin oluşturduğu üzerinde meydana gelir.

Sosyal eylem, sosyal gerçekliğin karakteristiği olan çelişkileri, temel özellikleri ve itici güçleri içerir. Seçkin bilim adamları tarafından merkezi bir yer verilen kişi olması tesadüf değildir. Örneğin, Weber sosyal eylem teorisini geliştirdi. Ona göre, hem beklenen ve şimdiki hem de geçmiş insan davranışlarına odaklanabilir. Aynı zamanda, sosyal eylem (özellikle müdahale etmeme) geçmişte hakaretlerden intikam, bugün tehlikeden korunma veya yarın öngörülenden korunma olabilir. Hem yabancılara hem de tanıdık insanlara yönelik olabilir.

Weber'in konseptine göre, sosyal eylemin iki özelliği vardır. Her şeyden önce, rasyonalizm ve farkındalık ile ayırt edilir. İkincisi, diğer insanların davranışlarına yöneliktir.

Sosyal eylem, belirli bir insan ihtiyacı ile belirlenir. Bu ihtiyaç ideal bir hedef haline getirilir. Bu, eyleme, bir ölçüde bir enerji kaynağına neden olan iç dürtüdür. Çeşitli türlerin memnuniyetsizliği çeşitli biçimler alır (açlık, kaygı, yaratıcı kaygı, ahlaki rahatsızlık, vb.). Hepsi, insanların belirli koşullar altında neye ihtiyaç duydukları ile sahip oldukları arasındaki çelişkileri gösterir. Memnuniyetsizlik belli bir eylemi kışkırtır. Amaç, ihtiyacın çözümünü bulması beklenen beklenen sonuçtur. Böylece, hedefe ulaştıktan sonra ihtiyaçlar ve arzulananlar arasında bir denge momenti gelir.

Her eyleme sosyal denilemeyeceğine dikkat edilmelidir. Bunun nedeni, her zaman diğer insanlara yönelik olmamasıdır.

Dolayısıyla, örneğin, son derece uzmanlaşmış bir bilimsel figür belirli bir bilimsel ve bilişsel ihtiyacı gerçekleştirmek için çaba gösterebilir. Araştırılması gereken bazı bilinen bilgi ve verileri içeren durumu biliyor. Buna uygun olarak, bilim adamı varsayımlar yaparak, varsayımlarda bulunarak, kanıt yöntemlerini seçerek bir çözüm planı geliştirir. Bu durumda, eylem sosyal değildir. Tabii ki, bilimsel bir hedef belirleme yeteneği, onun çözümü toplumun gelişiminin bir ürünüdür. Buna ek olarak, araştırmasında bilim adamı önceki nesillerin oluşturduğu temele dayanmaktadır. Bu anlamda bilim adamı sorunun bir bütün olarak toplumun gözünden çözülmesine bakar. Bununla birlikte, problemin çözümü sırasında belirli bir anda, aramanın kendisi sosyal eylem için geçerli değildir.

Bilim adamı, araştırması sırasında elverişli koşullar yaratma ihtiyacı hissederse, durum farklı algılanır. Bu ihtiyaç, örneğin, meslektaşlarının tanınmasını sağlamada, olası engelleri aşmada ve daha fazlasında ifade edilebilir. Bu durumda bilim insanların etkileşimi olarak görülür. Sonuç olarak, sosyal bir eylem var.

Belirtilen durum, dolaylı veya doğrudan etkileşim öngörülüyorsa, diğer bireylere odaklanılması nedeniyle ortaya çıkar.

Sosyal eylemin anlam oluşturucu ilkesi olarak, motivasyon ve sosyal gelişimin kaynağı düşünülebilir. Başkalarına yönelme, temelde insan ihtiyaçlarının karşılanmasına, yaşam hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan en önemli araç ve durumdur.